Tarım ve Gıda Temalı Yatırım Fonları | Fon Rehberi Serisi #23
Sahip oldukları kritik önem nedeniyle gelecekte daha fazla karşımıza çıkma potansiyeli taşıyan ve geleceğin stratejik alanları arasında yer alan sektörlere yatırım yapma imkânı sunan tematik fonları tanıtarak, bu fonlara Fon Rehberi Serisi isimli içerik serimizde yer veriyoruz. Serimizin önceki bölümlerinde ise insan yaşamı açısından gelecekte büyük önem taşıyan sektörlere odaklanan çeşitli fonları ele almıştık. Örneğin; özellikle 2019’da başlayan ve kısa sürede tüm dünyayı etkisi altına alan COVID-19 Pandemisi sürecinin ardından önemi daha da artan robotik teknolojileri ile yarı iletken teknolojilerine odaklanan yatırım fonlarını detaylı bir şekilde incelemiştik.
Amerikalı psikolog Abraham Maslow’un 1943 yılında yayımladığı çalışmasında ortaya koyduğu ve literatürde “Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi” ya da “Maslow Teorisi” olarak bilinen modele göre, insanların yaşamlarını sürdürebilmeleri için gerekli olan temel gereksinimler piramidin en altında yer alan fizyolojik ihtiyaçlardır. Yiyecek, su, barınma ve dinlenme gibi unsurları kapsayan bu ihtiyaçlar, insan hayatının devamı açısından kritik bir öneme sahiptir. Bireyin yaşamını sürdürebilmesi için gıda ve suya erişim, hiyerarşinin ilk basamağını oluşturur.

Biz de bugün, nüfus artışı, iklim değişiklikleri ve doğal afetler gibi çeşitli faktörler nedeniyle önemi giderek artan ve gelecekte daha da artması beklenen “Tarım ve Gıda” temalı yatırım fonlarını ele alıyoruz. Ayrıca, aynı temayı yatırım stratejisinin merkezine alan ve portföylerini bu doğrultuda oluşturan BEFAS platformunda yer alan emeklilik yatırım fonlarına ilişkin yazımıza da buradan ulaşabilirsiniz.
Bu konunun önemini, özellikle ülkemizde son dönemde yaşanan örnekler üzerinden değerlendirdiğimizde daha net görebiliriz. Örneğin Bursa’da, geçtiğimiz Ekim ayında barajlarda içilebilir suyun tükenmesi nedeniyle su kesintileri yaşanmış ve şehrin su ihtiyacı farklı barajlardan karşılanmaya çalışılmıştır. Türkiye genelinde ise Nisan ayında etkili olan kar yağışı ve soğuk hava sonucunda 36 ilde zirai don meydana gelmiş; başta Malatya ve çevresindeki kayısı bahçeleri, Elazığ, Manisa’daki üzüm bağları olmak üzere, İzmir, Uşak, Denizli ve birçok bölgede yetişen tarım ürünleri ciddi şekilde zarar görmüştür. Bu durum, tarımsal verimde düşüşe yol açarak gıda enflasyonunu da yukarı yönlü etkilemektedir. Öte yandan, küresel iklim değişikliği nedeniyle artan sıcaklıklar kuraklığı tetiklemekte ve içilebilir temiz su kaynaklarının önemini her geçen gün artırmaktadır.
Görüldüğü üzere, geçmişte olduğu gibi bugün de önemini güçlü bir biçimde hissettiren tarım ve gıda sektörü, yaşanan gelişmeler doğrultusunda gelecekte de kritik sektörlerin başında yer almaya devam edecektir. Bu doğrultuda, yatırım stratejilerini bu alan üzerine inşa eden, portföylerini tarım ve gıda odaklı ürün, hizmet ve çözümler sunan şirketlerin hisse senetleriyle çeşitlendiren yatırım fonları arasından, güncel olarak TEFAS’ta toplam 10 adet fon bulunmaktadır.
TEFAS’ta İşlem Gören Tarım ve Gıda Sektörü Yatırım Fonları
Türkiye Elektronik Fon Alım Satım Platformu (TEFAS) üzerinden alınan getiri verileri doğrultusunda hazırlanan ve görseli aşağıda yer alan tabloda, söz konusu 10 yatırım fonu; 2025 yılının başından bugüne kadar yatırımcılarına sağladıkları getiriler itibarıyla sıralanmıştır. Ancak bu fonları tek tek incelemek yerine, fonların seçiminde öne çıkan kritik noktaları ve dikkat edilmesi gereken hassas unsurları ele almanın, fon seçimi açısından çok daha yol gösterici olacağı kanaatindeyiz.

Öncelikle tabloda yer alan yatırım fonları incelendiğinde, bu fonların şemsiye fon türü açısından üç kategoriye ayrıldığı görülmektedir: Fon Sepeti Şemsiye Fonu, Değişken Şemsiye Fonu ve Serbest Şemsiye Fonu. Listede yer alan fonların üçü Fon Sepeti, altısı Değişken ve yalnızca biri Serbest Şemsiye Fonu kategorisindedir. Burada özellikle dikkat çekmek istediğimiz nokta, listede bulunan fonların hiçbirinin unvanında “Hisse Senedi Yoğun Fon” ibaresinin yer almaması ve dolayısıyla Hisse Senedi Şemsiye Fonu türünde sınıflandırılmamasıdır. Bu ayrımın kritik olmasının sebebi, Hisse Senedi Yoğun Fon niteliği taşıyan fonlarda kazanç üzerinden alınan stopaj oranı %0 iken, diğer tüm fonlarda bu oranın %17,5 olarak uygulanmasıdır. Dolayısıyla tabloda yer alan fonların tamamında stopaj oranı %17,5 olup, vergisel açıdan Hisse Senedi Yoğun Fonlara kıyasla yatırımcılara herhangi bir avantaj sağlamamaktadır.
Bu yatırım fonlarında alım-satım işlemi yapmadan önce dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli husus ise, ilgili fonun Kamuyu Aydınlatma Platformu’nda (KAP) yer alan bilgilerinin mutlaka incelenmesidir. KAP üzerinde fonun yıllık yönetim ücreti, kuruluş ve halka arz tarihleri, fonu yöneten portföy şirketi ile fon yöneticisine ilişkin ayrıntılar gibi pek çok bilgi yer alır. Ayrıca fon yönetimi tarafından KAP’a gönderilen “portföy dağılım raporu“ sayesinde, fon portföyünde en son hangi finansal varlıkların bulunduğu ve bunların ağırlıkları da detaylı şekilde incelenebilir.
Bu konuda yatırım yapmadan önce dikkate alınması gereken en önemli unsurlardan biri, fonun yıllık yönetim ücretidir. Yüksek yönetim ücretleri, fon yüksek getiriler sağlasa dahi, yatırımcının eline geçen net getiriyi azaltıcı etki oluşturur. Örneğin listede yer alan fonlardan MTS %2,25; TMS %2; YTV %2,5; YLC %1,75; GZL %2,70; TAR %2,90; IJT %2,5; DFC %2 ve ZTG %2 oranında yıllık yönetim ücreti almaktadır. Görüldüğü üzere, fonlar arasında yıllık yönetim ücreti bakımından farklılıklar bulunsa da, genel olarak ücretlerin %2 ile %3 arasında bir aralıkta seyrettiği söylenebilir. Bazı fonların ücretleri %3 seviyesine yaklaşırken, bazı fonlarda ise bu oran %2 civarında kalmaktadır.
Tarım ve gıda temasının yanı sıra, bazı fonlar bu tema dışında farklı alanlara da fon yönetim stratejisi kapsamında yer vermektedir. Örneğin, tabloda getiri bakımından ilk iki sırada yer alan fonlardan, yatırımcılarına %32,98 getiri sağlayan “MTS“ fon kodlu Aktif Portföy Fon Sepeti Fonu, portföyünde “sürdürülebilirlik“ temasına yer vermektedir. Benzer şekilde, %29,72 getiri ile ikinci sırada bulunan “TMZ“ fon kodlu İş Portföy Fon Sepeti Fonu da fon yönetiminde sürdürülebilirlik temasını önemseyen bir yapıya sahiptir. Tabloda, getiri bakımından ilk iki sırada yer alan bu fonların her ikisi de “Fon Sepeti Fonu“ kategorisinde bulunmaktadır.
Bunun yanı sıra, tabloda dikkat çeken bir diğer nokta ise “5 Yıl“ sütununda herhangi bir getiri verisinin bulunmamasıdır. Bu durum, listedeki fonların genel olarak son yıllarda yatırımcılara sunulduğunu göstermektedir. Getiri değerlendirmesi yapılırken bu önemli kriterin de mutlaka dikkate alınması gerekir. Hatta fonların yarısının “3 Yıllık“ getirisinin dahi oluşmamış olması, listedeki yatırım fonlarının büyük çoğunluğunun yakın dönemde halka arz edilmiş, yatırımcılara yeni sunulmuş “genç“ fonlar olduğunu ortaya koymaktadır.
Tam da yazımızda geçmiş getirilerden bahsetmişken, yatırımcılara önemli bir hatırlatmada bulunmak istiyoruz. Bir yatırım fonunun geçmişte sağladığı yüksek getirilerin — ya da tam tersine sebep olduğu kayıpların — gelecekte de aynı şekilde devam edip etmeyeceği hiçbir zaman kesin değildir. Bunun temel nedeni, piyasa koşullarının dinamik ve sürekli değişen bir yapıya sahip olmasıdır. Yani bir fon geçmişte yüksek getiri sundu diye ilerleyen dönemde de aynı performansı göstereceği garanti olmadığı gibi, geçmişte zayıf performans sergileyen bir fonun gelecekte çok daha iyi sonuçlar elde etmesi de mümkündür.
Bu noktayı özellikle vurgulamak istiyoruz; çünkü yatırımcı psikolojisi gereği, birçok kişi fon seçimlerinde geçmiş getirileri referans alma eğilimindedir. Oysa geçmiş performans, her zaman sağlıklı bir gösterge olmayabilir. Listemizde yer alan fonların bu yıl parlak getiriler sunmamış olması, gelecekte de düşük performans gösterecekleri anlamına gelmez. Yazımızın başında da belirttiğimiz gibi, gıda ve tarımın öneminin ilerleyen yıllarda daha da artması beklenmektedir. Bu durum, ilgili fonların hem ön plana çıkma hem de daha yüksek potansiyel getiriler sunma ihtimalini güçlendirmektedir. Bu olasılık mutlaka göz önünde bulundurulmalı ve yatırım kararları verilirken akıldan çıkarılmamalıdır.
Yatırım stratejileri kapsamında tarım ve gıda sektörü temalı yatırım fonları, dünya nüfusundaki artış ve yükselen yaşam standartlarının desteklediği talep doğrultusunda büyüyen bu alanlarda küresel ölçekte çeşitlenmeye erişim imkânı sunar. Böylece, hem tarım ve gıda sektörlerindeki büyümeyi desteklemeyi hem de bu büyümeden faydalanmayı hedefler.

Her ne kadar tematik olarak tarım ve gıda odaklı olsa da, bu yatırım fonları yalnızca Borsa İstanbul’da faaliyet gösteren ilgili şirketlere değil, aynı zamanda dünya borsalarında işlem gören büyük ölçekli şirketlere de yatırım yapma fırsatı sağlar. Ancak fon portföylerinin önemli bir kısmı hisse senetlerinden oluştuğu için, bu fonlar borsalardaki yükseliş ve düşüş dalgalarına karşı oldukça hassastır. Dolayısıyla, piyasalarda yaşanan gelişmelerden doğrudan etkilenirler.
Bu nedenle, fon risk değerini 1 ile 7 arasında sınıflandıran risk skalasında genellikle 5 seviyesinde değerlendirilen tarım ve gıda sektörü temalı yatırım fonları, orta-yüksek risk kategorisinde yer alır. Yatırımcıların bu fonları portföylerine dahil etmeden önce risk seviyesini dikkate almaları, ayrıca olası piyasa düşüşlerinde bu fonların değer kaybedebileceğini göz önünde bulundurarak karar vermeleri daha sağlıklı ve bilinçli bir yaklaşım olacaktır.



